sena babalık
Jazz & Blues & Funk Dinliyor
? Mühendislik
OGÜ MMF
ANADOLU
Ankara
9 Arkadaşı Var.
Arkadaşlar
Kesinlikle olmalı. Lakin hayaller hayatlar malum. imkansız mı? severiz.
Öncelikle Kuran meali var. Sonrasında yok. Açıkçası hep aklımda olan ama bir türlü yapmadığım bir şey. Gerçi 7-8 ay oldu bu eve taşınalı ve henüz kütüphanem bile yok. Kitaplarımı boş odaya dizdim öyle duruyorlar. Neyse konumuz bu değil. Baş ucunda olsa en sevdiklerim dönüp dönüp okumamda ama ne bileyim belki insanı mutlu ediyordur görmek ya da altı çizili yerleri gözden getirmek. Denemek lazım.
Mesela bir yazar beğeniyorum. Sonra alıntılarını çok sevip kitaplarını filan alıyorum. Sonrası hüsran. Resmen adam alıntılardan ibaretmiş. Yani bazen bir cümle için bin sayfa yazarız ya aynen o mantık. Lakin bu bin sayfayı kitap yapıp satmayız. Satmamalıyız.
Tamamen şahsi fikirlerim. Bu kitaplara örnek Tesirsiz parçalar, Göz izi, Boş koltuk.
Maalesef bende mevcut. Sebebini bilmiyorum. Her şey eskilerde filan mantığı mı?
Eskiden her şey çok mu güzeldi. Bilmiyorum. Lakin şu an her şey yapay, samimiyetsiz, manasız, PARA odaklı geliyor.
Ben kesinlikle bu konuda çok istikrarlıyım. Kime mi? Anneme mesela. Sonra ablamın kızı var 4 yaşında ileride okuması için ona anı olarak mektup yazıyorum.
Kağıt ve mürekkep ve kitap kokusu. Güzel şeyler bunlar.
Çok zor bir tercih. Sanırım ilk isim; Stefan Zweig, Tezer Özlü, Sabahattin Ali, Cemil Meriç, Michel de Montaigne, Fyodor Dostoyevski, William Shakespeare, Milan Kundera.
Hala tam anlamıyla kendi yazarımı, idol diyebileceğim kişiyi bulmuş değilim.
Romanların yanı sıra şiir edebi olarak daha farklı şeyler katar. Şiir insande ahenk, uyum olayını oluşturur.
Düz yazı yazanların bile şairene dedikleri olguya erişmesini sağlar.
Benim birlikte yürütemediğim bir durum. İki düşman. acaba bu konuda sorun yaşayan başka birileri var mı?
Kitap ve kahve seven herkesin vardır. Benim de var tabii. Mesela şu an ülkemizde kitap süs olarak kahve hava civa olarak çok yaygın ama gerçek mana da bunlara hakim değiliz.
Herneyse konumuz bu değil. Böyle her yeri çiçeklerle dolu mis gibi kitap kokan. Kitap getirene kahve ikram edilen. Kahve getirene kitap hediyesi olan enteresan bi yer düşünüyorum.
Sadece insanların oturup para verip muhabbet edip kahve fotoğrafı çektiği bir yer değil. Tamamen mahalle kahvesindeki dostluğun olduğu. hep bir aradalık yaratan bir ortam.
Eskisi gib....
Neden olmasındı. Ben bir süredir Hasan Ali Yücel Klasiklerini okuyorum. İstemsiz olarak biraz aynı kitap kapağı görmekten bile sıkıldım. Başka kitaplara geçtim bir nefes aldım. Ama pişmanlık yaşatan çok az oldu bana. Mutlaka ufkumu açtı. Bazılarına bayıldım bazıları sarmadı ama bu ne saçma şey demedim.