Ritmini Seç
Şarkı Bekleniyor...
Misafir - Üye
0:00 / 0:00
Geceye Bir Şiir Bırak ..02:16 09.02.2020 önce
tulay
Kullanıcı
03:37 03.11.2018
0

Ben yürürm yana yana
Aşk boyadı beni kana
Ne akîlem ne divâne
Gel gör beni aşk neyledi

Gâh eserim yeller gibi
Gâh tozarım yollar gibi
Gâh akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi

Akarsularım çağlarım
Dertli ciğerim dağlarım 
Şeyhim anuban ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi

Ya elim al kaldır beni
Ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi

Ben yürürüm ilden ile
Şeyh anarım dilden dile
Gurbette halim kim bile 
Gel gör beni aşk neyledi

Mecnun oluban yürürüm
O yâri düşte görürüm
Uyanıp melûl olurum
Gel gör beni aşk neyledi

Miskin Yunus bîçâreyim
Baştan ayağa yâreyim
Dost ilinden âvâreyim
Gel gör beni aşk neyledi

03:37 03.11.2018
kubrakurt
Kullanıcı
22:54 03.11.2018
0

Sen, her gün köşe başlarında
Yırtık urbanla kirli ellerinle
Avuç açan, sefil insan.

İnan yok farkımız birbirimizden.
Sen belki tüm yaşamınca dilenecek; 
Beklediğin beş kuruşu biri vermezse,
Ötekinden isteyeceksin.

Ama ben, tüm yaşamım boyunca
Tek bir kez dilendim,
Bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim.
Öylesine boş öylesine açık kaldı ki elim,
Yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim.

22:54 03.11.2018
feride
Kullanıcı
00:33 05.11.2018
0

Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git 
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin 
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık 
Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı 
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü 
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti 
Yoktu dünlerde evelsi gün

00:33 05.11.2018
su
Kullanıcı
03:49 05.11.2018
0

Gece sessiz geldi bu vakit
bilirsin korkarım karanlıktan 
sende yoksun ya bu vakit
ağlayıp kaçarım sokaklardan

seni bıraktığım son adres 
son kaldırım burası
inanmıyor gittiğine herkes 
ruhumun burda kaldığı 
gözlerimin yandığ
son köşebaşı burası

03:49 05.11.2018
seren
Kullanıcı
20:13 09.11.2018
0

Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider 
Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında 
Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki 
Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar 
Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı 
Üşür müydük nar çiçekleri ürpeririken

Gidersen kim sular fesleğenleri 
Kuşlar nereye sığınır akşam olunca

Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu 
Sustuğun yerde birşeyler kırılıyor 
Bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun 
Adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına 
Öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor 
Bir de seni ekliyorum susuşlarıma

Selamsız saygısız yürüyelim sokakları 
Belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar 
Geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar 
Adını bilmediğimiz doslar kalır yalnız 
Yüreğimize alırız onları, ısıtırız 
Gardiyan olamayız kendi ömrümüze her akşam

Gidersen kar yağar avuçlarıma 
Bir ceylan sessizliği olur burada aşklar

Fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında 
Durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler 
Ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde 
Menekşeler nergisler yerine kuş ölüleri 
Bir su sesi bir fesleğen kokusu şimdi uzak 
Yangınları anımsatıyor genç ölülere artık

Bulvar kahvelerinde arabesk bir duman 
Sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere 
Bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun 
İsyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim 
Sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın 
Devriyeler basıyor karartılmış evleri yine

Gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür 
Bir tufan olurum sustuğun her yerde 

20:13 09.11.2018
kubrakurt
Kullanıcı
00:29 10.11.2018
0

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle! 
Bir yaz gunu geçtik tunadan kafilelerle

Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan
Şimşek gibi Türk atlarının geçtigi yoldan

Bir gün doludizgin boşanan atlarımızla
Yerden yedi kat arşa kanatlanık o hızla

Cennette bu gün gülleri açmiş görürüzde
Hala o kızıl hatıra titrer gözümüzde

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

00:29 10.11.2018
aysun
Kullanıcı
19:14 18.11.2018
0

Ölüler bağrıyor mezarlarından;
Yolcular, oturun taşlarımızda!
Onları deviren biziz toprağa,
Biz attık onları böyle ayağa;
Sakın atlamayın kenarlarından!
Ölüler bağrıyor mezarlarından...

Yolcular, uzanın yere upuzun;
Dayayın taşlara başlarınızı!
Tüy yastıklar gibi rahat başımız!
Birleşsin bir lâhza orda başımız!
Bizdedir cevabı kuruntunuzun;
Yolcular, uzanın yere upuzun!

Ben de bir gün böyle haykıracağım:
Yolcular, oturun mezar taşımda!
Yolcular önemde fısıldaşacak,
Yolcular aşılmaz yollar aşacak.
Taşımı yerlere yatıracağım;
Ben de bir gün böyle haykıracağım!

19:14 18.11.2018
sevtap
Kullanıcı
20:26 19.11.2018
0

Ağlasam sesimi duyar mısınız, 
Mısralarımda; 
Dokunabilir misiniz, 
Göz yaşlarıma, ellerinizle? 

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, 
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum; 
Her şeyi söylemek mümkün; 
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; 
Anlatamıyorum.

20:26 19.11.2018
sevtap
Kullanıcı
18:03 24.11.2018
0

I

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; 
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık; 
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık; 
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor; 
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor; 
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi; 
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi; 
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta; 
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum! 
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta; 
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum! 

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin; 
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin; 
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; 
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları! 
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim; 
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya; 
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...

II

Başını bir gayeye satmış bir kahraman gibi,
Etinle, kemiğinle, sokakların malısın! 
Kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi,
Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın! 

Fahişe yataklardan kaçtığın günden beri,
Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında.
Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri; 
Onun taşı erimiş, senin kafatasında.

İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var; 
Sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz.
Dünyada taşınacak bir kuru başınız var; 
Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz.

Yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur! 
Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları.
Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur...
Ne senin anladığın kadar, kaldırımları...

III

Bir esmer kadındır ki, kaldırımlarda gece,
Vecd içinde başı dik, hayalini sürükler.
Simsiyah gözlerine, bir ân, gözüm değince,
Yolumu bekleyen genç, haydi düş peşime der.

Ondan bir temas gibi rüzgâr beni bürür de,
Tutmak, tutmak isterim, onu göğsüme alıp.
Bir türlü yetişemem, fecre kadar yürür de,
Heyhat, o bir ince ruh, bense etten bir kalıp.

Arkamdan bir kahkaha duysam yaralanırım; 
Onu bir başkasına râm oluyor sanırım,
Görsem pencerelerde soyunan bir karaltı.

Varsın, bugün bir acı duymasın gözyaşımdan; 
Bana rahat bir döşek serince yerin altı,
Bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan...

18:03 24.11.2018
seren
Kullanıcı
22:54 29.11.2018
0

Su istemeye geldiler çocuklar
Kumsalda çimerken farımışlar
Mayolarıyla geldiler
En arkada sarışın şipşirin
Olsun olsun dört yaşında bir oğlan
Güler su veriyor onlara

Ben de olsam onlara daha ne verebilirim ki
Musluktan taşan su seslerine karışan
O cıvıl cıvıl seslerini cankulağıylan
Dinlemekten başka? 

22:54 29.11.2018