29 Ocak günüydü gidişin
Kulağımda hala yemin edişin
Kaç yürekte sayılır günlerin
Özledik be kardeşim
Geceler karanlıktır
Nöbetler yalnızlık
Elbet biter bu askerlik
Özledik be kardeşim
Kaç gün geçti gurbette
Herkes yol gözler sılada
Hep ağlanır mi nöbette
Özledik be kardeşim
Al bayrak dikilir çatıya
Sahip çık sen bi vatana
Asi olma anaya
Anan da yol gözler kardeşim
Günler biter hasret büyür
Düşman güler dost ağlar
Sevdiğin hep seni anar
Hasret büyüdü be kardeşim
Ne aşklara, ne ayrılıklara tanık olmuşsundur kim bilir,
Kaç semtin ıslanmıştır gözyaşlarıyla,
Mutluluktan, Ayrılıktan...
Kaç gönüle dokundun söyle?
Gönüller de kadehler gibi birleşti mi yamacında?
Yoksa kırılıyor muydu kadehler dünya dönerken?
Bira şişesi gibi duvarlara mı, yerden yere mi vurdular?
Büyük bir yürek taşırken içinde,
Kullandılar mı seni?
Kullandın mı ya da?
Hain miydi herkes?
Yoksa sen miydin riyakar olan?
Mecbur muyduk İstanbul sana?
Yoksa mecbur mu ettin bizi aşka?
Bak tütün kokuyor sokakların.
Keyiften yakılan bir sigara mıydın?
Yoksa kederden mi içtik?
Özlem miydin?
Yoksa özleyen mi?
Aşk mıydın ?
Yoksa aşka yuva mı?
Söylesene!
Ne hükmün var bünyelerde?
Bu kadar özel olan ne?
Nesin sen İstanbul?
Söyle kimsin?
Askerde yazmış bulundum😊
Maviye,
Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine.
Rüzgarda asi,
Körsem,
Senden gayrısına yoksam,
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık...
İtten aç,
Yılandan çıplak,
Vurgun ve bela
Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım?
İlle de ille
Sevmelerim,
Sevmelerim gibisi?
Oturmuş yazıcılar
Fermanım yazar
N'olur gel,
Ay karanlık...
Dört yanım puşt zulası,
Dost yüzlü,
Dost gülücüklü
Cigaramdan yanar.
Alnım öperler,
Suskun, hayın, çiyansı.
Dört yanım puşt zulası,
Dönerim dönerim çıkmaz.
En leylim gecede ölesim tutmuş,
Etme gel,
Ay karanlık...
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey.
Dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey.
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum...
Nazım Hikmet
Çay bardağında
Bırakılan dudak payı
Kadar bile
Uzak kalamam
Gözlerine
Yakın olsun isterim
Ellerime ellerin
Yanındaki beton binaya
Yaslanması gibi
Köhne bir evin
Seni bir çivi
Gibi çaktım
Çünkü beynime
Ve toplayıp
Bütün kerpetenleri
Attım denize
Yüreğini bana bırak sevdiğim
tadında kalsın herşey
mavi kalsın sahaflar
büksün boynunu eski dergiler
git
menzilden alınmış seherlerin var yaşanacak
sesin var
bahar gibi akan yüreklere
umutların
göğün var senin yıldızlarla dolu
git
eylül gözlerin var senin
zümrütten
adında nilüferler yaşar
yüzünde ay doğar
alnında zührem parlar engin mavilerden
yeşil doruklara şarkılar kondurursun
gölgesini öpmeye gelirim akşamüstü
hatıralarının
git
uğrunda ölecek köleyi
bir bıçkın kader vuruşuyla tarumar
bırak yüreğini bana sevdiğim
uğultusu olurum kıyametin
çırpınışı çaresizliğin
kanadına tutunurum umudun
ve gittiğin yollara
boyun büker
yetim yetim bakarım
git sevdiğim
gözün kalmasın arkada
sen gidince adını bestelerim
binbir makamda
git sevdiğim
git sevdiğim
Acı çekmek özgürlükse
Özgürüz ikimizde
acılardan artakalan
işte o bakışlarmış
kuğu diye gözlerimde
gün batımı bulutlarmış
yalanmış hepsi yalan
savrulup gitmek varmış
ayrı yörüngelerde
Kimsesizdi asilligin
Kimsesizdi asilligin
Soyu tukenmis masal kuslari gibi
beklerdin beni dukkanlarin onunde
sokak koselerinde...
Kimse sigamazken kendi gecesine
sen kapilarin onundeki
sahipsiz dalginliga vurulurdun
Cok iyi bildigin bir meyhaneydi dunya
duslere karsi yasanan...
Tehlikeliydin, kimsesizdi asilligin
en kirli yerde
arardin sevgiyi...
en dipte...
Hayatin en unutulmus yerinde...
Nedir bu geceyle gelen birsam?
Duyuyorum serzenişlerini.
Karanlıkta ağzının yerini
Arıyor deli gibi hafızam.
'Yanıyor unutulmuş buhurdan
Yine gecenin içinde sesiz'
Hatıralarla kabaran deniz,
Doluyor ruhun oluklarından
Işık yağıyor doğan geceden;
Nasıl diriliş bu, neden sonra?
Bu rüya gibi geceden sonra
Gidecek mi o maziden gelen?
Seziyorum senelerce susan
Ruhumda taptaze bir geriniş.
Sonuna vardığım çölden geniş
Ayaklarıma acılan umman.
Butun mevsimlerimin üstüne
Geriliyor bembeyaz bir kanat.
Gelip durdu artık işte hayat
Bana hep onu vadeden güne.
Artık ebedi huzur deminin
İçebilirim sırlı taşından
Girmek üzereyim dar kapısından
O eski rüyalar aleminin.